| Jinchuuriki Rehberi | |
|
+4Uchiha Kasai Morimitsu Matsushita Hyuuga Aris Kumo Ame 8 posters |
|
Yazar | Mesaj |
---|
Hyuuga Aris Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 223 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 4:18 pm | |
| Ya bende sana böyle yapcam başka sitelerde sabrını denicem senin sabrını denemek için bi yılmı beklicen ame sçmalıosun bi yerde ama yaa delircem şimdi | |
|
| |
Kumo Ame Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 113 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 29/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 4:20 pm | |
| Yoksa sabırsız mısın, Jinchuuriki adayı? | |
|
| |
Hyuuga Aris Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 223 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 4:21 pm | |
| Evet sabırsızım ame bi yıl bekleticen sana kalırsa off | |
|
| |
Ryuusuke Mekato Konoha Anbu
Mesaj Sayısı : 54 Kayıt tarihi : 18/01/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 4:38 pm | |
| Ame,benim de bu mesajım ciddi.Vereceksen ver,vermeyeceksen verme.Sulandırdın işi şuanda.Bu konuya sürekli geyik içerikli mesaj yazarak mı jinchuuriki olacak üyeler.Net bir şey söyle,karakter kartımı dahi açamadım sonucu beklediğimden.Ver demiyorum,ver yada verme diyorum.Sadece bir an önce ver şu sonucu. | |
|
| |
Hyuuga Aris Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 223 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 4:44 pm | |
| | |
|
| |
Taichi Uchiha Missing-Nin
Mesaj Sayısı : 63 Köy : Konoha Clan : Uchiha Rütbe : Missing-nin Kayıt tarihi : 02/12/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 4:49 pm | |
| Bende isterim kime örnek rp yollıcam. | |
|
| |
Taichi Uchiha Missing-Nin
Mesaj Sayısı : 63 Köy : Konoha Clan : Uchiha Rütbe : Missing-nin Kayıt tarihi : 02/12/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 5:02 pm | |
| - Spoiler:
Rp Örneği:Her zamanki gibi soğuk ve sisli bir havaydı.Kiri’nin genel havası böyleydi….Edward bir evin çatısındaydı.Çatıda oturmak, insanları izlemek, bir yandan da kemikleriyle oynamak.Kendisi bir genin idi ama oldukça güçlü olduğunu sanıyordu Edward.Nedeni ise klanından gelen güçtü.Kemikleriyle oynayabiliyor onları vücudundan çıkarıp bir bıçak gibi kullanabiliyordu.Ama tembelliği onu güçsüz gösteriyordu.Bir kunaiyi bile bir ağaca fırlatmak ona zor geliyordu.Edward geçmişini hiç hatırlamıyordu.Ama bir ailesi olduğunu biliyordu.Bir ailesi olmasaydı nasıl doğabilirdi ki.Tek geçmişi babasından kalma bir kılıç.Ona o kılıcı babasının bir arkadaşı vermişti.Ama oda ne yazık ki bir hafta içinde bir görevde ölmüştü.Ama Edward ailesini hiç de umursamıyordu.Nedendir bilinmiyor ama ailesini tanımadığı için ailesine sevgi duymuyor olabilirdi.Edward kafasındaki şeyleri silmek istedi.Bugün Edward için çok sıkıcı bir gündü.Nedenini Edward bile bilmiyordu.Edward’ın aklına orman geldi.Ormanda yapacak bir çok şey bulabilirdi.Elini yavaşça yere koydu ve elinden destek alarak ayağa kalktı.Binanın tepesinden atlamak bir çok insan için korkunç olabilirdi ama o hiç korkmuyordu.Edward tüm gücüyle çakrasını topladı ve ayaklarına doğru yönlendirmeye çalıştı.Yerdeki küçük tozlar uçuşmaya başladı birden.Bu çakra yönlendirme işlemini yapabildiğini gösteriyordu.Edward yavaşça eğildi ve evin yukarısından atladı.Rüzgar saçlarını dağıtıyordu.Yere yavaşça eğilerek indiğinden saçları elektrik çarpmış gibi görünüyordu.Büyük adımlarlar yavaş bir şekilde ilerliyordu.
(Bu olaylar yaklaşık otuz dakika sonra geçiyor.)
Edward ormanın girişine yaklaşmıştı.Yavaşça kafasını kaldırdı ve burasının ormanın girişi olduğunu fark etti.Edward tekrar çakrasını topladı ve ayaklarına yönlendirdi.Ardından Edward yukarı zıplayarak bir ağacın dalına çıktı.Böyle zıplamaya devam ederek ormanı içine doğru gidiyordu.Birden bir varlık hissetti ve durdu.Ağacın dalından yere yavaş bir şekilde atladı.Bu bir oduncu idi.Edward ağaçları seviyordu bu yüzden o adama karşı sinirlenmişti.Adamın yanına gitti ve “Hey...Pislik neden o ağaçları kesiyorsun?” dedi sakin bir ses tonuyla.Oduncu Edward’a baktı ve “Bu seni ilgilendirmez velet sen git arkadaşlarınla oyna!” diye bağırdı.Edward işte şimdi sinirlenmişti kendisine “Velet” denmesini hiç sevmiyordu.Edward hızlı bir şekilde ellerini mühür haline getirdi ve “Bunshin no jutsu” dedi kısık bir sesle.Üç tane kopya belirdi Edward’ın sağında.Her biri ellerini arkaya doğrulttular ve kılıçlarını çektiler.Biri sağdan, biri soldan, biri arkadan Edward ise önden saldırdılar.Bu normal bir insan olduğu için Edward’ın saldırısına hiç karşılık verememişti bile.Edward’ın kopyaları birden beyaz bir dumanla yok oldu.Edward kılıcını geri çekti ve üstündeki kanları temizlemek için yana doğru savurdu. Ardından onu yerine sokup oradan uzaklaştı
Yaşasın artık artis tipli bir karakterim var.Üç kuyruk istiyom. | |
|
| |
Kumo Ame Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 113 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 29/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 9:31 pm | |
| Mekato-sensei ye bijuu sunu veriyorum desem Aris kafamı kopartır dimi :D
Mekato-sensei bijuu nu veriyorum. | |
|
| |
Morimitsu Matsushita Konoha Jounin
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Çarş. Ara. 02, 2009 9:50 pm | |
| Rokubiyi istiyorum... - Spoiler:
İnsanın vücuduna soğuk gibi işleyen korku, karşı konulmaz olabiliyordu böyle durumlarda. Boynundaki haç bu kez onu korumamıştı, tam tersine çıplak göğsüne yapışmış ve acı yükleyen bir hal almıştı. Sertçe yutkunarak susuzluğu ilk defa bu kadar derinden hissetti. Birkaç metre yükseklikten aşağıya atılmış olmalıydı ya da kendisi atlamıştı. Bilemiyordu, tek hatırladığı vampirler tarafından kovalandığıydı. Pis kanı bozuklar! Safkanın kokusu onları cezp etmiş olmalıydı. Vampirleri sevmezdi, çirkin yaratıklardı ona göre. Nefesleri iğrenç kokardı kanları hayvan kanıyla karışıktı. Karşı konulmaz derecede saldırganlardı, hele de onlardan birinin kız kardeşiyle ilişkiniz olmuşsa. Kevın’ın hatası buydu işte, Megan’ın abisi vampirdi. Çorap değiştirir gibi sevgili değiştiren Kevın’a da pek faydası dokunmamıştı onun vampir oluşu. Vücudunun her bir zerresinin ağrısı biraz daha geçince sendeleyerek ayağa kalktı. Kolu kanıyordu, lanet olası bir cam parçası girmişti. Dişlerini sıkarak cam parçasını tuttu ve haykırışıyla birlikte kanlar içinde kalmış olan cam parçası yere düştü. Kanamayı durdurabilmesi için koluna bir şeyler sarmalıydı ama pek imkanı yoktu. Üstünde bir tişörtü bile yoktu, geri dönüp de giysilerini alması saçmalık olurdu. Ölüm fermanını kendi elleriyle asmış olurdu. En iyisi biraz daha dayanıp yoluna devam etmekti. Devrilecek gibi yürüyordu, pes etmenin zamanı değildi. Ancak ne kadar yürürse yürüsün sanki sonsuza kadar duvar olan bir yoldaydı. Ne bir bar ne de bir ev vardı. Daha fazla dayanması mümkün değildi, susamıştı da. Yere devrildi, kulaklarında ahenkli bir ses çınlarken yere devrildi. Öldüğüne emin olmuşken bir hırıltı duydu ve cennete gittiğine dair tüm düşüncelerini anında unuttu. Bir insanın böyle hırlaması imkansızdı, gözlerini hafifçe aralayınca da karşısındakinin zaten insan olmadığını anladı. Bir kurt ona neredeyse bir nefes uzaklığındaydı. Korkuyordu, yine korkuyordu. Kanayan kolunu bırakıp boynundaki haçı tuttu. İçinden bir sürü söz verdi, hatta buradan kurtulursa Megan’a geri dönebileceğini bile söyledi. Kurt ona daha da yaklaştı ve mavi gözleriyle Kevın’ın mavi gözlerini delip geçerek hırıldamaya devam etti. Kulakları sağır edici bir çığlıkla gözlerini yumdu, Kevın; gözlerini açması da neredeyse aynı anda oldu. Korkunç bir rüyaydı işte, hala Megan’ın yanındaydı. Terlemişti ve kalbi hızla adem elmasında atıyordu. Bir süre daha sessizce yattıktan sonra Megan’ı uyandırmadan yataktan kalktı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra aynada kendine baktı; gözlerinin altı kararmıştı sanki, oldukça beyaz olan teninde bu çok göze batıyordu. Gözlerinden mavi bir endişe okunuyordu. Çoğunlukla sevimli bir şekilde gülen yüzü asıktı, buna katlanamazdı. Kendi kendine gülümsemeye çalıştı ve tekrar Megan’ın yanına döndü. Onu uyandırmadan gitmeliydi, olabildiğince uzağa gitmeliydi, tabi eğer rüyasının gerçekleşmesini istemiyorsa. Megan’ı da tıpkı diğer kadınları sevdiği gibi seviyordu; o güzeldi, Kevın’ın kahrını çekebiliyordu ama terk edilmeyi kabullenebileceğini pek sanmıyordu.
Üstünü giyindikten sonra ses çıkarmamaya çalışarak dolaptan sırt çantasını aldı ve dikkatli bir şekilde kapıyı açıp dışarı çıktı. Sessizlik Kuyusu’na her zamanki boğuk hava hakimdi. Sessizlik bir yandan, soğuk bir yandan, kaymak birası kokusu bir yandan… Bu Kevın'ın hoşuna gidiyordu. Biranın kokusunu içine çekerek merdivenleri indi. Her bir basamak gözünde büyüyordu. Arkasında bıraktığı kişi sıradan biri değildi, sevdiği kadındı, vampir bir ailenin kızıydı. Fakat şimdi canının derdindeydi, yine de kendini affetmesi ve affettirmesi gerekiyordu. Başka türlü rahatlayamayacak gibiydi. Kendini ait hissettiği yere gitmeliydi, kiliseye. Muggleların olmadığına emin olduğu bir yerde, Sessizlik Kuyusu’nun bahçesinde her zaman gittiği kiliseye cisimlendi. Kevın’ın ömrünün büyük bir kısmı burada geçmişti. Zaten rahibeler tarafından büyütülmüştü gittiği muggle yurdunda. Hogwarts’a başlayınca da bir süre ait olduğu yerden uzak kalmak zorunda kalmıştı. Uzun zaman olmuştu, derin bir iç geçirdi. Etrafında kimsenin olmamasına şükrediyordu, rahatça dua edebilirdi. Dua etmekten ziyade, genelde konuşurdu. İçini dökerdi, biliyordu, orada bir yerlerde onu anlayan bir şeyler vardı. “Uzun zaman oldu, ben yine aynı benim ama. Belki de karakterimde ufak tefek değişiklikler olmuş olabilir. Her zamanki gibi yardım istemeye geldim. Beni bir tek siz anlarsınız. Çaresiz durumdayım, onu bırakmak istemedim ama… Neyse, sizden yardım istiyorum. Bu çıkmazdan kurtulmama yardımcı olun. Ölmeyi veya birilerini öldürmeyi istemiyorum. Lütfen, bana yardımcı olun.” Tam kalkıp gidecekken Megan’ın da birkaç sıra ileride yaşlı gözlerle oturduğunu fark etti. Megan yavaşça ayağa kalktı ve ayağa kalkışının aksine, ondan beklenmeyecek bir hızla asasını çekti. Kevın kapanasıkışmıştı. Baba ve oğlun önünde asa çekip Megan’la mücadele edemezdi, yapmazdı bunu. “Megan beni dinlemek zorundasın. Ne yapmaya çalışacaksan başka bir yerde yapmaya çalışır mısın, lütfen?” Ah evet Kevın, kız da senin düşüncelerini umursuyordu çünkü! Megan ısrarla Kevın’a bakmaya devam etti. Kevın sertçe yutkunup ona yalvarırcasına baktı. Şimdi ölemezdi, henüz on dokuz yaşındaydı. Eğer Megan asasını indirmezse öleceğinden emindi, o kararlı kızdı, aklına koyduğunu yapardı. Kevın gözlerini Megan’dan ayırıp son kez ömrünün çoğunluğunu geçirdiği kiliseye baktı. Zihninde çocukluğu canlandı: “Rahibe Gabriella, sence bir gün ben de rahip olabilecek miyim?” Lisa onunla en çok vakit geçiren rahibeydi. “Elbette Kevın, büyüyüp kocaman adam olacaksın ve yaşlanıp buruş buruş bir huysuz olana kadar da insanlara yardım edeceksin.” Kevın’ın büyücü olduğunu bir tek o bilirdi, Kevın’in kendisi bile bilmezken. Bu yüzden çocukça hayallerine güler geçerdi Rahibe Lisa. Kevın buruk bir gülümsemeyle gözlerini yumdu ve yanaklarından aşağıya iki damla yaş süzüldü. Buruş buruş bir huysuz olamayabilirdi, insanlara yardımcı olamadan –ki özellikle de kendine bile yardımcı olamadan- ölebilirdi. Gözlerini açıp tekrar Megan’a döndü. Fakat gördüğü tek şey yeşil bir ışık huzmesi oldu. Göğsüne sert bir şey çarpmış gibi oldu ve kas katı bedeni anında yere devrildi. Hissizliğin içinde uçuyor gibiydi. Acıya, soğuğa ve ışığa sırtını dönmüştü sanki. Hissedemiyordu, sonsuz bir uykudaydı…
- Spoiler:
Cevap vermiyor sadece gözlerimi kapatıyorum... Duyularım sadece zihnimde olana ama aynı zamanda da içinde yaşadığım olaylara odaklanıyor. Düşüncelerimdeki mozağı duyuyorum, kayıp adayı soluyor, çıplak toprağa basıyorum. En sonunda orada anlatılan geleceği görüyorum.
"Yarasa'nın Lanetini tüm hücrelerimde hissediyorum... Sizden aldığı yanlızca güneşiniz değil. O gökyüzündeki Krallığında mutlu değil. Buraya inmek istiyor, yanlızca günışığını değil Akvadi Dünyasının ışık kaynaklarının her bir parçasını zapt etmek istiyor..."
Sanki şu hayatta hiç nefes almamışım gibi büyük bir açlıkla çekiyorum nefesimi içime ve görüntüleri oynatıyorum zihnimde...
"Yoğun bir karanlık görüyorum. İçerisinde hareketli ve azgın figürler var. Neler olduğunu seçmek çok zor ama tek bir ortak noktaları var o da içlerindeki şer tüm dünyayı kapyalacak kadar güçlü... Bir Kral ve Kraliçe görüyorum. Birbirleri ile anlaşamasa da saygı duyuyorlar. Önlerinde üç yol uzanıyor. Burada kader çatalanıyor."
Başımı avuçlarım arasına alıp hislerimi serbest bırakmaya ve henüz şekillenmemiş olanı görmeye çalışıyorum.
"Kral ve Kraliçe iki farklı yoldan giderse... Bildiğimiz anlamda bu dünyadaki yaşamın sona erdiğini görüyorum. Üzerine bastığımız toprak parçası için bambaşka bir çağ başlayacak, Karanlıktan öte, lanetten daha bela bir çağ... Ama ortadaki yolu tutarlarsa... Bilemiyorum sanırım hala bu dünyaın Akvadi olarak anılması mümkün. "
Nefesim normalleşirken zihnimden kayıp giden son görüntüleri yakalamaya çalışıyorum.
"Bir çağrı var. Çağrıyı daha önce ölümü en az iki kere yenen biri yapacak. Ama çağrı onun soğuk ve kana hasret dudaklarından dökülse de aslında Kadere ait olacak. Eski düşman sadece klavuz olacak... Bir yüksek elf görüyorum, ruhu karanlık ama kalbinde hala ışık var. Elinde ise Tanrılara ait bir topuz. Bir hanım görüyorum bembeyaz kıyafeti ile zıt günah dolu bir asa taşıyor. Ama o asa bu sefer karanlığı yaracak. Bir kılıç görüyorum. Belki de tüm bu karanlığın sorumlusu ama artık ona karşı savaşacak... Ve bir yay var. Çok uzakta seçemiyorum, bir adamın sırtına asılı ama yüzünü göremiyorum..."
Öksürerek gözlerimi açıyorum ve dudaklarımı ısırarak etrafa bakınıyorum. "Bu kadar daha fazlası sanki zihnimden bir parça kopartmak gibi..."
Bunlar başka sitelerde yapmış olduğum Rplerim. Eğer kanıtlamamı istersen reklam olmasın diye özelden bu sitelerde yaptığım rplerin linklerini atarım... | |
|
| |
Kumo Ame Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 113 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 29/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Perş. Ara. 03, 2009 1:16 pm | |
| Sensei Rokubi senindir. Taichi üç kuyrukluyu vermiyorum. Biraz daha iyi bir rp yazmalısın. Aris-chan bijuunu alabilirsin. | |
|
| |
Hyuuga Aris Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 223 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Perş. Ara. 03, 2009 1:23 pm | |
| | |
|
| |
Morimitsu Matsushita Konoha Jounin
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Perş. Ara. 03, 2009 1:50 pm | |
| Bekleyen derviş muradına ermiş ;) | |
|
| |
Uchiha Kasai Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 179 Köy : Konoha Clan : Uchiha Rütbe : Genin Kayıt tarihi : 18/01/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Perş. Ara. 03, 2009 5:11 pm | |
| Bu biju işine el atma zamanım gelmiş, bir iki rp'nizi okuyumda ona göre bu akşam bir rehber hazırlıycam.. | |
|
| |
Kumo Ame Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 113 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 29/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Perş. Ara. 03, 2009 6:40 pm | |
| Kyuubi yi Rokubi yi filan verdim Kasai-kun. Ona göre-_- | |
|
| |
Uchiha Kasai Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 179 Köy : Konoha Clan : Uchiha Rütbe : Genin Kayıt tarihi : 18/01/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Perş. Ara. 03, 2009 6:41 pm | |
| Verdiklerini buraya yazar mısın? Bu arada rp var anıtta bizim antreman var gel | |
|
| |
Kumo Ame Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 113 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 29/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Perş. Ara. 03, 2009 6:47 pm | |
| Shichibi- Hyuuga Aris Kyuubi- Ryuusuke Mekato (Mekato-sensei 10. Kuyruğunda ben olcam.) Rokubi- Morimitsu Matsushita
| |
|
| |
Kowai Kaen Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 19 Kayıt tarihi : 04/12/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Cuma Ara. 04, 2009 9:06 pm | |
| 5 kuyrukluyu istiyorum.İşte rp'm.Normalde başka bir naruto rpsinde kirideki jouninim için yazmıştım sorun olmaz umarım - Spoiler:
-10 dereceyi geçen hava sıcaklığı, adeta iliklerine işlemişti Kaen’in…”Böyle olmak zorunda değildi Sokhiro. Keşke de olmasaydı...” Birkaç saniye boyunca bir zamanlar en iyi arkadaşı olan Sokhiro’ya baktı. Artık en büyük düşmanıydı Sokhiro, hayatını devam ettirebilmesi için. Hareketsizliğin de etkisiyle, soğuktan donmak üzere olan bedenleri hemen harekete geçti ve adeta deldiler o bembeyaz sisi…
Ve en yakın arkadaşların trajik, bir o kadar da ölümcül savaşı başlıyordu. İlk hamleyi Sokhiro yaptı. Basit bir genjutsu ile Kaen’i acısız bir şekilde öldürmek istiyordu. Sonuçta en iyi arkadaşıydı ve bu basit bir şey değildi. İnsanın kalbini ne kadar karanlık da kaplamış olsa, hiç kimse en yakın arkadaşını bu kadar kolay öldüremezdi.
Kaen bu kadar basit bir genjutsuya yakalanacak değildi. Daha doğrusu kanacak değildi. “Kai” dedi kısık sesle ve adeta tekrar hayata döndü. Endişeliydi Kaen, çünkü Sokhiro genellikle kendisinden daha yetenekliydi. Genjutsu yeteneği inanılmazdı. Ama aklına koymuştu Kaen, ordan öyle ya da böyle canlı ayrılacaktı…
Bu kadar şey sadece birkaç saniye içinde olmuştu. Artık Kaen’de dövüşte aktif olmaya başlayacaktı. Eline 3 tane kunai aldı. 2 tanesini fırlattı ve diğerini elinde tutup, Sokhiro’ya karşı kullanacaktı şüphesiz. Şimşek hızıyla Sokhiro’nun yanına doğru koştu. Sisin içinde zor seçiliyordu Kaen. Sokhiro tam Kaen’in fırlattığı kunaiden kaçmıştı ki Kaen’in yanında belirmesiyle beklemek için bir saniyesi bile kalmamıştı. Kaen’in saldırıları okadar hızlıydı ki zorlukla kaçabiliyordu. Uzun bir süre boyunca Kaen kunaiyle saldırdı, Sokhiro ise kaçtı. Sokhiro kendisini duygusallıktan sonunda arındırabilmişti. Katanasını çıkarmıştı sırtından, artık o da saldırmaya başlamıştı. Kaenin kunaisi Sokhiro’nun muazzam katanası karşısında yetersiz kalıyordu. Ağır darbeler aldı göğsüne Kaen. Şansı yoktu, tek hamlede bitirmeliydi savaşı…
Sokhiro katanasını Kaen’in göğsüne sapladı. O anda ilginç bir şey oldu. Kaen’in vücudu adeta yok oldu ! Arkasından ağlama sesleri duydu Sokhiro… En yakın arkadaşı Kaen’in ağlama seslerini… Sokhiro Kaen’in shunshin no jutsusuna yenik düşmüştü...
“Böyle olmayabilirdi Sokhiro, özür dilerim” dedi Kaen… Sokhiro ölüyordu gözlerinin önünde... O günden sonra, Kaen bir anı olarak Sokhiro’nun katanasını aldı, bir daha bırakmamak üzere …
| |
|
| |
Morimitsu Matsushita Konoha Jounin
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Cuma Ara. 04, 2009 9:20 pm | |
| Ben bijuumu yanlış almışım. Rokubi = Lightning dediniz sabun atan yaratık geldi ya. Değiştirmek istiyorum Hachibi diye. Yoksa bana sırf 6 kuyruk diye sabunu vermeyin ya | |
|
| |
Ryuusuke Mekato Konoha Anbu
Mesaj Sayısı : 54 Kayıt tarihi : 18/01/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Cuma Ara. 04, 2009 9:23 pm | |
| Ya zaten bir takım yanlış bilgiler verilmiş ^^ Bijuular kuyruklarına göre güçlü değil ki arkadaşlar.Kishi'nin kendi açıklaması var.İlk iki güçlü kesin.Kyuubi>Ichibi.Sonrakiler rivayet edilir.Genel kanı ve Kishi'nin de mesajını verdiği güç sıralaması budur: Kyuubi>Ichibi>Hachibi>Yonbi>Gobi>Shichibi>Nibi>Sanbi>Rokubi ^^ Edit: Hatta buraya Kishi'nin Artbook'undan alınma Bijuu'ları yeniden koyayım,Silverkin-San gibi kafası karışmasın milletin ^^ - Spoiler:
| |
|
| |
Kumo Ame Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 113 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 29/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Cuma Ara. 04, 2009 9:38 pm | |
| Tamam elektirik olanı al*-* | |
|
| |
Morimitsu Matsushita Konoha Jounin
Mesaj Sayısı : 159 Kayıt tarihi : 30/11/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Cuma Ara. 04, 2009 9:57 pm | |
| Elektirk olan yokki tam ? 8 kuyruklu istiyorum (Hachibi) | |
|
| |
Uchiha Kasai Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 179 Köy : Konoha Clan : Uchiha Rütbe : Genin Kayıt tarihi : 18/01/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Cuma Ara. 04, 2009 10:37 pm | |
| tamam onaylandı. Bijuu alımları diğer rehbere göredir..Kimse örnek rp yollamasın | |
|
| |
Uchiha Renji Konoha Genin
Mesaj Sayısı : 50 Yaş : 29 Köy : Konoha Clan : Uchiha Rütbe : Genin Kayıt tarihi : 05/12/09
| Konu: Geri: Jinchuuriki Rehberi Paz Ara. 06, 2009 6:05 pm | |
| Shukaku (ichibi) ( Tek kuyruk almak istiyorum işte Rp'm) - Spoiler:
Ahh..!!Ne gereksiz bir yaşamdı..Her gün düzenli olarak yaptığı tek şey Sabah erkenden kalkıp konoha ormanına gitmekti.Konoha ormanınının sonuna kadar yürür.Gölün kenarına yatar ve göle taş atardı.Yaşamasının bir amacı olmalıydı.İhanete uğradığı kurtulması imkansız saldırıdan kurtulmasının bi anlamı olmalıydı.O saldırıdan anlamsızca her gün göl kenarına oturup göle taş atmak için kurtulmuş olamazdı.Bir Sebebi olmalıydı yaşamasının ve kurtulmasının.Aslında sebebi olması gereken tek şey bu değildi..Neden öz Kardeşi tarafından ihanete uğramıştı ki..?!!!Lanet olsun..Kardeşinden intikam almak istiyordu fakat bunun için gereken nefrete sahip değildi.İçinde kızgınlıktan daha büyük olan kardeş sevgisi vardı.Bu sevgiyi silip atmalıydı yoksa asla kardeşini bulup intikamını alamayacaktı.Küçük semiyaji neden yaptın ki ..?? Ne?! Küçük mü demişti.?Bu olay yaklaşık 3 sene önce olmuştu.Semiyaji şimdi Renjinin ihanete uğradığı yaşta olmalıydı.Düşündü bunca yıl kendini geliştirmiş olabilirdi.Renji de kendini geliştirmek zorundaydı.Fakat bunu her gün göle taş atarak yapamazdı.Güç istiyordu.İçindeki sevgiyi silip atmak istiyordu.Bu sevginin yerini kızgınlık almalıydı..Ama gücü nası elde edeceğini bilmiyordu.Fakat bir anda aklına birşey geldi.Nereye gitmesi gerektiğini biliyordu.Ne kadar aşağılayıcı da olsa Efsanevi Jinchuuriki Shukaku'dan yardım ve güç istemeliydi.Ayağı kalktı gözlerini kapattı ve sevgisini bastırmaya çalıştı.Bunun doğru bir karar olup olmayacağını bilmiyordu.Fakat intikam için bunu yapmak zorundaydı.Arkasına döndü ve yola koyuldu..
| |
|
| |
| Jinchuuriki Rehberi | |
|