Karakter Bilgileri:İsim:Shirou Harumi(Soyad-Ad) -Lakap:
Yaş: 16
Cinsiyet: Kız
Clan: [Clanınızın ismi - detaylı bilgi için clan bilgilerine gidin]
Dış Görünüşü:- Spoiler:
Karakteri:Çok değişik bir kişiliği vardır. Sadece güvenebildiği insanların yanında rahat olabilir. Ancak tüm köy halkı onu güler yüzlü, neşesi asla eksik olmayan biri olarak bilir.
Clan Bilgileri:Clan Adı:Kekkei Genkai:[Clanınızın kendine has kan bağıyla geçen özelliği]
Clan Sembolü:[Clanın armasındaki sembol]
Clan Geçmişi:[Olabildiğince
detaylı anlatmaya çalışın. Ve clanın önemli anılarınada değinin
-yapılan bir savaş veya aranızdaki bir karmaşa gibi-]
Link:[Eğer bir clan kurduysanız ve onaylandıysa linkini koyun]
Rütbe Bilgileri:Rütbe: Genin
Köy: Konoha
Yetenek Bilgileri:Özel
Yetenek:Yok ^^"
Element Yatkınlığı: Fuuton
Özel Karakteristik Yetenekleri: Daha çok çakra bulundurma
Jutsular:Ninjutsu:
Retsudo Tenshou - Revolving Split Earth Palm
Moguragakure no Jutsu - Mole Hiding Technique
Dochuu Senkou - Underground Submarine Voyage
[url=https://narutorp.yetkin-forum.com/]Doro Gaeshi - Mud Overturn
[url=https://narutorp.yetkin-forum.com/]Shikomi Shindan - Prepared Needle Projectile
[url=https://narutorp.yetkin-forum.com/]Shinjuu Zanshu no Jutsu - Double Suicide Decapitation Technique
Genjutsu:
Kori Shinchuu no Jutsu - Sly Mind Affect Technique
Magen • Narakumi no Jutsu - Demonic Illusion • Hell Viewing Technique[/url][/url][/url]
Teknik Stilleri:[Not:
Sadece S-Seviye'de olanlar kendi stillerini yaratabilir. Geri kalanlar
ya bilindik stilleri ya da onaylanmış stilleri kullanabilirler.]
İsmi:Türü: [Ninjutsu, Genjutsu, Taijutsu, bloodline özelliği.]
Seviyesi: [Geninler en fazla, C-Seviye teknikleri kullanabilirler.]
Element:[Tekniğin elementi, bazı teknikler element gerektirmez bu değişir. O
yüzden hepsine bir element yazmanız gerekmez.]
Açıklama:[Tekniğin DETAYLI bir şekilde açıklamasını yazın. Hazırlanışı, kullanılışı ve sonucu.]
Silahlar:İsim:
Görünümü:[Silahın fiziksel görünümünü olabildiğince detaylı bir şekilde anlatınız.]
Seviyesi: [Bu seviye karakterinizinkini aşamaz aksi taktirde kullanamazsınız lütfen ona göre belirtin.]
Özel Güçleri:[Eğer silahın özel bir gücü varsa, burada belirtiniz.]
Kökeni:[Silahın geçmişini yazmanız gerekmektedir. Nasıl yapıldı, kim yaptı, sizin elinize nasıl geçti gibi.]
Özgeçmiş ve Rp Örneği:Özgeçmiş:Gerçek( biyolojik) ailemi hiç tanımadım. En eski anım 9 yaşıma dayanıyor. Köylülerin dediklerine göre kafamı bir yere çarpmışım ve bu yüzden hafızamı kaybetmişim.. Ah kimin umrunda? Bana yetecek kadar şey hatırlıyorum; adım... Hayatıma yeniden başlıyorum 9 yaşımda. Bir eve yerleştiriyorlar beni. Bir kaç yardımsever- ve beni tanıdığını iddia eden- köylü bana yardım ediyor yalnız yaşamıma alışmamda. Bir kaç ay sonra da tek başıma koca bir hayatı omuzlarıma yüklüyorum. Bir süre sonra bu monoton hayattan sıkılıp akademiye yazılıyorum. İyi bir öğrenciydim.. Genin olup bir takıma girmeyi bekliyorum...
Rp
Örneği:- Spoiler:
1.
Gözlerim yanıyor. Hayır; tüm vücudum yanıyor.. Gözlerimi yakan acı değil ışık.. Yavaşça açıyorum onları; yaprakların arasından beni bulan güneş ışıkları beynime işliyor.. Sağ elimle başımı tutuyorum. Lanet bir ağrıyla uyanmaktan daha kötü ne olabilir ki? Etrafıma bakınıyorum ama tanıdık hiç bir şey yok; kendi kanımdan başka.. Öldürdüğüm hollow çoktan küllere dönüşüp kaybolmuş bile. Peki ya ben? Ah..Evet. Şu lanet kidoular.. Yine yüzümde
patlamıştı.. Ama neyse ki sadece kendime değil; yakın mesafede olan hollowa da zarar vermiştim. Reiatsum fark edilemeyecek kadar az; bu yüzden hiç bir shinigaminin yardımıma geleceğini zannetmiyorum. Haha.. Gerçi yeterli reiatsum olsa da beni umursayan yok ya.. Her zaman yalnızdım; yalnız büyüdüm, yalnız çalıştım, yalnız güçlendim. " Ageha! " bu sesle irkiliyorum. Çok tanıdık ve sıcak bir ses. Etrafıma bakınıyorum ama kimseyi göremiyorum. Ah.. Evet şimdi tanıdım; beni korumaya çalışırken ölen şu lanet adamın sesi o; babamın.. 'Lanet'; çok
sık kullandığım bir kelime. 'Lanet' bir hayat, 'Lanet' bir güç, 'Lanet' bir geçmiş, 'Lanet' bir yalnızlık ve tabii ki de 'Lanet' bir kaçınılmaz son.. Ama henüz değil; hayır; o 'Lanet' shinigamiyi öldürünceye kadar ölmeyeceğim. Zanpaktoumdan güç alarak ayağa kalkıyorum. Vücudumdaki yaralar beni öldürmeye çalışırmış gibi acıyor. Bildiğim iyileştirme kidoularıyla üstün körü iyileştirmeye çalışıyorum kendimi. Ama tabii ki de beceremiyorum. Zaten az olan reiatsum iyice azalıyor. Esen sert rüzgar dengemi bozsa da tüm o acılara katlanıyor ve ayakta kalmayı başarıyorum. Bir yandan küfrediyor bir yandan da Seireitei'e ulaşmaya çalışıyorum.. Rukongaida herkes bana acıyan gözlerle bakıyor. Büyükler arkamdan konuşurken bir yandan da bana yardım etmek isteyen çocuklarının omzundan tutarak yanıma gelmelerini engelliyorlar. Ama kimin umrunda ki? Ailesinin boş bir anına gelip yanıma koşan çocukları kan kırmızısı gözlerim karşılıyor. Yanıma gelme cesaretini bulan çocuklar bile gözlerimden korkup birden kaçmaya başlıyorlar. Seireitei'nin kapısını görüyorum. Ancak hâlâ arada bir kaç mıntıka var. Yine tanıdık bir sesle irkiliyorum: "Ageha! Neler oldu? Ne bu hâlin?!" Ah..Bu sesi tanıyorum.. "Bir kaç sıyrık sadece; Taichou!" Son kelime ağzımdan küfreder gibi çıkıyor. Ters ters bakıyorum her şeyi mümkün olduğunca abartan kaptanıma. Ona kalsa çoktan ölmüştüm. Hemen koluma girip bana destek olmaya çalıştı. Ancak benden daha uzun olduğu için bu yaralarımı daha da açmaktan başka hiç bir şeye yaramadı. Ben acıyla inleyince bin bir özür dileyerek beni bıraktı. Bu sefer de bana kurnazca bakmaya başladı. Niyetini anlamıştım ve bu yüzden adımlarımı sıklaştırmaya çalışmıştım. Ancak nafile. İki adımda bana yetişip beni kucağına alıyor. "Lütfen defolun, taichou!!" diye bağırıyorum tüm gücümlei ancak henüz bir saniye geçmeden acıyla kıvranıyorum. "Sus bakayım!" diye beni azarlıyor şaka dolu bir tonla. Bir yandan ona bir yandan da yaralarıma küfrediyorum nefret dolu bir fısıltıyla.. "Ah..Duyamadım ne dedin? 'Çok teşekkür ederim, taichou'cuğum! Siz bi'tanesiniz' mi? Bir şey değil Ageha-chan.."
diyor yüzündeki aptal gülümsemeyle. Sinirimden ben de gülmeye başlıyorum. Ancak bu kanamamı artırıyor. Sonunda kapıdaki kocaman kanji alfabesiyle yazılmış "4" rakamını görünce rahatlıyorum. "Teşekkürler, taichou.." diye fısıldıyorum onun duymamasına özen göstererek. İnsanlara teşekkür etmede çok kötüyümdür. 'Lanet' işte ne yaparsın?
2.
İyileşmemden 1 gün sonra yeni bir görev daha alıyorum. Görevimi dinlerken heyecandan yerimde duramıyorum. Dünyadaki ilk görevim! "10. Takım Kaptanı ile birlikte.." Yüzümdeki tüm sevinç belirtisi bir anda nefrete dönüşüp gözlerim aracılığıyla kaptanıma ulaşıyor. Sinirden sağ gözüm seğirmeye başlıyor,
ancak garip bir güven duygusu var içimde. Nasıl 'Lanet' bir adam bu? Hem güven hem de belanın ta kendisi.. "Hadi bakalım Ageha-chan!Görev bizi bekliyor!" diye bağırıyor sevinçle yumruğunu havaya kaldırırken.. Bense ters ters ona bakıyorum her zaman ki gibi. Üstündeki hakama olmasa onun kaptan olduğuna kimse inanmaz belki de. Gayet sorumsuz, çocuksu, 'hayat dolu' biri.. Ölümün tanrısı olan bizlerin böyle 'hayat dolu' olmaması gerekir bence. Sonuna dünyaya varınca kocaman bir reiatsu dalgalanması ile başım dönüyor. Bir 'huge hollow' tam karşımda bir cero hazırlıyor. Neyse ki bir shunpou ile oradan kaçmayı başarıyorum. Ancak benim hareketlerimi takip edebilen hollow elinin tersiyle bana vuruyor ve çatıya çarparak bir kaç kemiğimi kırıyorum. Daha zanpaktoumu bile
çekmeden savaş dışı kalmak her ne kadar utanç verici olsa da kaptanımı ilk defa savaşırken görmek de merakımı uyandırıyor. Kaptanım hemen shikai salıp hollowa saldırıyor. Normal olarak hollow yanıp kül oluyor.. Ancak onların hemen ardından ortaya çıkan 3 espada birden kaptanıma saldırıyor. Kalbinden, akciğerlerinden ve karaciğerinden ölümcül yaralar alan taichoum kılıçların kendi içinden çıkmasıyla birlikte yere düşüyor, gözlerimin önünde. "Taichou!!" diye bağırıyorum tüm gücümle; belki beni duyar da uyanır diye.. Ancak benim sesim espadaların dikkatini çekmekten başka bir işe yaramıyor.. Bir anda tepemde dikiliyorlar yüzlerindeki gevrek gülümseme ile birlikte.. Benim korku dolu gözlerim ise kanlar içinde yere çakılan kaptanımdan başka hiç bir şeyi görmüyor..
3.
Gözlerimi bembeyaz bir tavan altında açıyorum. Fark ettiğim ilk şey burnuma çarpan eter ve kakao karışımı bir koku oluyor. Yüzümü buruşturuyorum bu iğrenç kokuyla. Sonra bembeyaz tavanda bir silüet beliriyor.. Taichou? Kanlar? Ah.. Evet şu 'Lanet' kabus.. İçeriye giren 4. takım kaptanını seçiyorum onca shinigami arasında. Yüzü asılmış.. Tüm shinigamilerin yüzü asılmış.. Soran gözlerle ona bakıyorum. Korkum yüzüme de yansıyor.. Bir çok şey söylemeye başlıyor. Ancak beynim sadece bir cümleyi algılıyor: "10. Takım Kaptanını Kurtaramadık."
*Çok uzun geldiği için bana spoiler içine aldım sayfanın şaftı kaymasın diye ^^" *